1 Aralık 2010 Çarşamba

Wikileaks Belgesi: 09ISTANBUL44

Türkiye – İran İlişkileri [09ISTANBUL440]

Türkiye’den ve İran’dan düşünce kuruluşları, iş dünyası temsilcileri ve siyasi aktivist kaynaklarla yaptığımız görüşmelerde şu konularda geniş bir uzlaşmaya varıldı:

1) Türkiye bölgesel istikrar ve atışmadan kaçınmak, Türkiye’nin Doğu ile Batı arasında vazgeçilemez bir köprü olabilmek, enerji ve ticaret alanlarında uzun vadeli ilişkileri güçlendirebilmek amacıyla ve Türkiye’nin yaklaşımının Tahran’ın tavrının ılımlı bir hale getirebilmesi adına İran’la daha yakın ilişkiler yürütüyor.

2) İran bu yaklaşıma Türkiye’yi diplomatik yalnızlığına karşı bir sığınak, yaptırımlara karşı bir tampon ve halkı için bir güvenlik vanası olarak gördüğünden karşılık veriyor. Ancak,

3) Türkiye’nin İran’ın karar alma mekanizmaları üzerindeki etkisi sınırlı, Türkiye İran’ı hiçbir zaman Tahran için stratejik kaygı anlamına gelen bir konuda duruşunu değiştirmeye ikna edemedi. Öte yandan bağlantılarımız, İran’ın karar mercilerinin en azından taktiksel olarak çok taraflı baskıya yanıt verdiğini, Türkiye’nin İran’a karşı BM Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nda alınacak ağır yaptırım kararları konusunda kilit bir rol oynayabileceğini ve oynaması gerektiğini ifade etti.


Özetin sonu Türkiye-İran ilişkileri konusunda bağlantıların görüşleri Ahmedinejad’ın 8-9 Kasım’da yapacağı İstanbul ziyareti öncesinde, birkaç hafta boyunca İstanbul’daki Büyükelçilik’in İran Gözlemcisi, Türkiyeli ve İranlı bağlantılarımızın görüşlerini aldı. Konuştuğumuz kişiler arasında Türkiye’den akademik uzmanlar, İran’la iş yapan Türk işadamları, tutuklanma korkusuyla Türkiye’ye sığınan birçok İranlı ve İran’In dış politikasını takip eden ve Tahran’da yaşayan birçok İranlı bağlantı yer alıyor.

Türkiye’nin motivasyonları Birçok akademisyen ve düşüne kuruluşu analistine göre Türkiye İran’la birçok ilgili sebep dolayısıyla yakın ilişkiler kuruyor. Bunların birincisi Davutoğlu’nun “Stratejik Derinlik” konsepti. İkincisi Türkiye’nin İran politikası “reel politiğin zaferi”ni simgeliyor. Bölgesel istikrar ve çatışmadan kaçınma: Türkiye’den bağlantılar, hatta Dışişleri Bakanlığı’ndan isimler yakın zamanda Türkiye’nin İran konusundaki en kötü sonucun İran’In nükleer tesislerine yapılacak bir saldırı olduğuna inandığını söyledi. İran’ın nükleer silah kapasitesine sahip olması en kötü ikinci sonuç olarak görülüyor. Bu da Türkiye’nin bölgesel istikrarın karşı karşıya kalacağı tehlikelerle ilgili neden bu kadar kaygılı olduğuna yönelik ipucu veriyor.

Türk kamuoyu da İran’a saldırıyı İran’ın nükleer silah sahibi olmasından daha tehlikeli görüyor, Tahran’ın bir Müslüman ülkeye saldıracağına inanmıyor. Türkiye’nin ılımlı bir bölgesel lider ve Doğu ile Batı arasında vazgeçilemez bir köprü olarak tanınması: Ankara’da yaşayan bir uluslararası ilişkiler profesörüne göre Türkiye, bölgenin aksi takdirde bir güç boşluğuyla karşı karşıya kalacağı fkriyle İran’la olan ilişkilerini güçlendiriyor.

Bölgedeki başka hiçbir ülkenin İran’ı dengeleyebilecek askeri ve ekonomik gücü yok. Türkiye bu boşluğu, İran’ın güçlenmesinden korkan diğer devletler adına dolduruyor. Akademisyene göre Türkiye’nin İran’la ilişkilerini Türkiye’yi Batı için vazgeçilmez bir ortak haline getirecek bölgesel liderlik pozisyonu için de istiyor. Bağlantımız bu durumun Türkiye’yi zaman zaman kendisini ABD hükümetinin duruşundan uzaklaştırmak zorunda bıraktığını ancak bunun ABD’den stratejik bir uzaklaşma olmadığını belirtti.

Enerji ve ticaret alanında uzun vadeli ilişkileri güçlendirmek: Türkiye enerji güvenliği ihtiyaçlarının bütün uygun kaynakların değerlendirilmesini gerektirdiğini saklamıyor. Buna karşılık biz, ABD’nin Türkiye’nin enerji arzının çeşitlendirilmesini desteklediğini belirterek İran’ın güvenilir bir ortak olmayabileceği uyarısını yaptık. Türkiye İran’la ticaret ilişkilerini genişletmek istiyor: Hem Türk hem de İranlı yetkililer ikili ticaret hacminin artırılması çağrısı yaptı.

Dahası Türkiye, İran’la mali ilişkilerini korumak ve geliştirmek için de adımlar atıyor. İran’ı bölgesel örgütlerle bağlamak: Türkiye’deki bağlantılarımız Davutoğlu, Türk dış politikasını kontrol ettiği sürece, Ankara’nın İran’la iki taraflı ve çok taraflı ilişkiler kurma çabalarını sürdüreceğini, ilişkileri maksimuma çıkarmak için bölgesel uluslararası kurumlarla işbirliği yapacağını söyledi. İran’ın motivasyonları Türkiyeli ve İranlı bağlantılarımıza göre İran Türkiye’yle daha yakın ilişkiler kurmaktan memnun çünkü Türkiye’yi diplomatik yalnızlığına karşı bir sığınak, yaptırımlara karşı bir tampon ve nüfusu için bir güvenlik vanası olarak görüyor.

Türkiye’nin İran için değeri özellikle şu altı konuda hissediliyor: Ekonomik, diplomatik, siyasi, kültürel, Türkiye’nin ABD için stratejik önemi. Türkiye’nin İran üzerindeki etkisinin sınırları Türkiye’nin İran üzerindeki etkisi geniş bir alana yayılıyor ancak derine inmiyor. Bağlantılarımızın hiçbiri Türkiye’nin İran’ın liderlerine rejimin stratejik çıkarlarını etkileyecek bir konuda fikir değiştirtebildiğini göremediklerini söyledi. İstanbul’da yaşayan ve gayrı resmi biçimde Davutoğlu’na danışmanlık yapan ve kendisine Eylül ve Ekim ayında İran Dışişleri Bakanı Muttaki’yle yaptığı görüşmelerde eşlik eden bir profesör, Davutoğlu’nun girişimlerinin Tahran’ı 1 Ekim’de yapılacak Cenevre görüşmelerine katılmaya ikna ettiğini söyledi. Ancak diğer bütün bağlantılarımız bu iddiayı reddetti.

Davutoğlu’nun Gül ve Erdoğan desteğiyle gerçekleştirdiği haftalar süren şahsi diplomasi girişimleri İran’ın karar mercilerini Türkiye’yle Tahran nükleer reaktörü yakıt takasını işler durumda tutacak bir anlaşmaya ikna edemedi. İş dünyasından bir bağlantımız, “İran Türkiye’nin masadan kalkıp gitmeyeceğini biliyor” dedi. Türkiye gerçekten İran’ı herkesten daha iyi mi anlıyor? Türkiye’nin İran’la daha yakın ilişkiler arayışının altında Ankara’nın Türkiye’nin İran’ın durumunu herkesten daha iyi anladığı varsayımı yatıyor.

Ancak İranlı bağlantılarımız bu varsayıma şiddetle karşı çıkıyor. Bu kaynaklar Türkiye’nin İran’ın iç dinamikleriyle ilgili tespitlerini öznel bir süzgeçten geçirdiğini dolayısıyla tespitlerin rejimin istikrarıyla ilgili kanıtları şişirdiğini söylüyor. Türkiye’ye sığınan birbirinden bağımsız iki “Yeşil Hareket” aktivistine göre Türkiye, Ahmedinejad’ın zaferini hemen tebrik ederek ve Yeşil Hareketin siyasi önemini göz ardı ederek büyük bir fırsat kaçırdı. Birçok aktivist bugün Türkiye’nin bölgesel istikrar adına İran’ın rejimin hayatta kalmasına çok fazla bağlı olduğunu düşünüyor. ABD hükümeti gibi Türkiye de İran rejimi içinde birçok fraksiyon olduğunu kabul ediyor.

Abdullah Gül’ün Interpol’ün Kırmızı Bülten’le aradığı Rafsancani yanlısı Muhsin Rezai’yle, Erdoğan dahil Türk yetkililerin ise Meclis Başkanı Ali Laricani ile görüşmesi de buna işaret ediyor. Bu durum Türkiye’nin İran’ın en güçlü liderinin kim olacağı konusunda bahislerini bölmeye karar verdiğini de gösteriyor. Sonuçlar Eğer bağlantılarımızın üzerinde uzlaşma sağladıkları bu görüşler doğruysa, bu durum Başbakan Erdoğan’ı İran’a karşı sert bir tavır takınmaya ikna etme çabalarımızın zorlu bir girişim olacağını gösteriyor.

Erdoğan P5+1 ülkelerinin duruşuna yakınlaşsa bile Tahran’ın kendisine olumlu yanıt verme ihtimali düşük. Diğer yandan bağlantılarımız İran rejiminin uluslararası baskı altında taktik olarak geri çekildiği örnekleri de hatırlarıyor. Eğer bu doğruysa Türkiye’yi UAEK ve BM Güvenlik Konseyi’nde destekçi bir rol oynamaya ikna edebiliriz ve etmeliyiz.

Wikileaks Belgesi: 10STATE6451

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a Suikast İddialarıyla İlgili Bilgi Talebi [10STATE6451]

Washington’daki analistler, iki yıldır süregelen Ergenekon soruşturması nedeniyle Türkiye’de ordu ile siviller arasında artan gerilimi yakından takip ediyor. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un 17 Aralık’ta yaptığı konuşmada üst düzey subaylar hakkında soruşturma yürütülmemesi konusunda hükümeti, gazetecileri ve yargı yetkililerini uyardı.


Bu olaydan iki gün sonra, polis Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın önünde izleme yaptığı anlaşılan iki ordu mensubunu yakaladı ve bu olay özel güçlerin karargahının aranmasına ve diğer başka ordu mensuplarının tutuklanmasına neden oldu. 2. Bu izleme olayı, ardından gelen polis aramaları, ordu mensuplarının tutuklanması, ordu-polis ve asker-ordu ilişkilerinin durumu ve zaman ve kaynaklar el verdiği ölçüde bu ilişkilere ilişkin algılamalarla ilgili bilgi alabilirsek çok seviniriz.

Bu bilgiler, politika yapıcıları durumdan haberdar etmek amacıyla yapılacak olan analitik üretimde kullanılacak. A. Neden Arınç izleniyordu? Bu izleme talimatını kim verdi? Arama sırsında ne arandı ve ne bulundu? Soruşturmayı yürütenler belirli bir kanıtı mı arıyordu, yoksa genel bir arama mı yapılıyordu? Türk liderler bu olayları nasıl algıladı? B. Sivil-asker ilişkilerinin durumu nedir? C. Asker-polis ilişkilerinin durumu nedir? Son tutuklamalar, polis ile ordu arasında tansiyon yaşanmasına ya da var olan tansiyonun artmasına sebep oldu mu?

D. Adalet ve Kalkınma Partisi veya içinde unsurlar, bu olayı TSK’yı nihayet ehlileştirmenin bir yolu olarak mı görüyorlar yoksa Başbakan Tayyip Erdoğan bu gerilimi azaltmak ve TSK ile ilişkileri yumuşatmak mı istiyor? 3. Yukarıdaki soruların yanıtlarını içeren raporlamanın konu kısmında lütfen C-RE9-02710 kodunu yazınız.

Wikileaks Belgesi: 10STATE15856

Türkiye Firmalarının İran’dan Silah Alışveriş Yaptıklarına Dair Bilgi[10STATE15856]

Düzenleyen : Avrupa Direktörü Stephanie Miley 10STATE15856: Türkiye, İran, Hamas, El-Kaide

• Türkiye firmalarının İran’dan silah alışverişi yaptıklarına dair bilgi var- Türkiye İran’dan plastik patlayıcı ve “nitrocellulose” ithal etmek için bir pazarlık arıyor. İran’a (Türkiye’den) satılacak silahlar arasında Amerikan yapımı olanların bulunması bizi endişelendiriyor. • Türkiye eğer Amerikan yapımı silahları İran’a satarsa, Savunma Silahları satın alma hüviyetini kaybedecek.


• Türkiye’nin İran’a sattığı (iddia edilen) silahların El-Kaide, Hamas, Taliban gibi gruplara ulaşması işten bile değil. İran pek çok kez teröristlere yardım yapmıştır. • İran’a silah satacağından şüphenelinen şirketler: Mercan Tanıtım Dış Ticaret ve Mühendislik LTD. ve Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK)

• Türk firmaları Mercan Tanıtım ve Dış Ticaret ve Mühendislik LTD. ve Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) İran’a askeri materyal ihraç etmek için bir anlaşma imzalayabilir. Sözleşmeyi içeren malzemeler: -

Hepsi Wassenaar Düzenleme Listesi’nde bulunan; çelik (muharebe) yeleği, – 38 kalibrelik ve kağıt-kesici (=eğitim ve talimlerde grupların net olarak görülebilmesi için kullanılan, ön yüzü düz mermiler) mermiler, – 40 mm ‘lik bomba atarlar, – 5.56 mm’lik kompozit (=metal-plastik gibi, karışım) şarjörler (m16 muharebe silahları için), ve 7.62×39 mm ve 7.62×51 mm kompozit şarjörler. – Bunun yanısıra, savunma güvenliği işbirliği ajansı (dsca) kayıtlarına göre, 1995 yılında türkiye, abd’den 181 mk-19 40 mm tipi bomba atarlardan aldı. – Bunların iran’a satılması düşünülen 40 mm’lik bomba atarlar arasında olup olmadığını tam olarak bilmiyoruz.”

Wikileaks Belgesi: 08ANKARA1643

Doğan Medya Grubu ve Başbakan Hk. [08ANKARA1643]

15 Eylül 2008 tarihli 08ANKARA1643 referanslı yazışma Doğan medya grubuyla kopan kavga üzerine odaklanıyor. Belgeye göre gerginlik Almanya merkezli Deniz Feneri derneğine yönelik iddiaların yayınlanmasıyla başladı.

Hükümetin ise Doğan grubunun bu yayınları, grubun televizyon kanallarında payının tekelleşmeye yol açacak şekilde artmasına izin verilmemesine tepki olarak yaptığı savunması yer buluyor. Belgede şu ifadeler var: “Başbakan aslında takdire şayan bir soğukkanlılık göstermiş olsa da Doğan aleyhinde kasıtlı bir siyasi eyleme girişildiğine işaret eden unsurlar var. ”


“Haftalar önce, Ticaret Bakanı (sic) (Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet) Şimşek, Londra’da bir grup yatırımcıya Doğan hisselerini satmalarını çünkü “faaliyetlerinin daha çok uzun süre devam etmeyeceğini” söyledi. Belgede kısa süre sonra grubun hisselerinin %8 değer kaybettiğine dikkat çekiliyor. Wikileaks’in yayınladığı ve 2004 -2010 yılları arasında hazırlanmış 27 belge, asker sivil çekişmesi ve darbe iddialarının da yakından izlendiğini gösteriyor. – BBC

Wikileaks Belgesi: 09ANKARA1472

Füze Savunma Planları [09ANKARA1472]

Geçici çeviri: 09ANKARA1472 kodlu belgede “ilkin ve herşeyden önce füze savunma sistemi” konusunda görüşecek bir diplomata, ön bilgiler veriyor. Füze kalkanının, ABD için öncelikli gündem olduğunu vurguluyor. Değerlendirmeye göre “Türkler ABD füze savunma planlarının güncelleşmesinden çok memnun olacaklar.”


Ama, “füzeleri Türkiye’ye yerleştirme talebi için siyasal ortam karışık,” çünkü Türkiye hükümeti “ABD’yle güçlü ilişkilerini sürdürürken hem İslam dünyası hem Rusya’yla bağlarını korumak gibi ince bir çizgi tutturmayı sürdürüyor.” Ardından konsolosluk, füze kalkanı kulisi yapmak üzere gelen diplomatına şunu tembihliyor: “Hükümet, herhangi bir füze savunma programının özel olarak İran’a karşı ve bariz biçimde İsrai’ı destekleme amaçlı olmadığını açıkça gösterebilmeli.”

Belgede sistemin “NATO komutasında olduğunun Türk yöneticilere bildirilmesinin gerekli olduğu”nun altı çizilirken, Rusya ve İran’ın füze kalkanına tepki gösterebileceği ve Ankara hükümetinin zor durumda kalabileceği belirtiliyor. Rapor şöyle devam ediyor: “Türk hükümeti, bazı önemli sonuçlar aldığımız, nükleer silahların yayılmasını önleme çabalarımızda güçlü bir ortaktır. Politik olarak, Türkiye kendini İran ile bizim ve Rusya’nın durduğu yerde konumlandıracak. Sıkıştırılır ve zorlanırsa, bizim yanımıza kayacak

Wikileaks Belgesi: 10ANKARA25

ABD IRAK’TAN ÇIKMADAN PKK’YI BİTİRMELİYİZ, YOKSA KENDİ BAŞIMIZA BİRŞEY YAPAMAYIZ

Wikileaks belgelerinde Türkiye’nin PKK’yla olan mücadelesi ve ABD’nin PKK’ya silah satmasıyla ilgili de ilginç iddialar var.

  • Wikileaks Belgelerinde PKK ile mücadele ve Kuzey Irak’ta yaşananlar için farklı iddialar yer alıyor.
  • Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, “Amerika Irak’tan çekilmeden önce PKK tehdidini bitirmeliyiz, yoksa kendi başımıza hiç birşey yapamayız”
  • Türkiye, PKK’ya karşı düzenlenen operasyonlarda halen kullanılmakta olan ABD varlıklarının yerine, acil olarak kendi gücünü kazanmak istiyor.
  • Türkiye’nin PKK’yı bitirmesine yardımcı olacağına inanan Savunma Bakanı Rice, TÜrkiyeye daha çok İnsansız Hava Aracı satmaktan mutluluk duyacaklarını belirtti.
  • Amerikan Savunma bakanı, Türkiye’nin savaş malzemelerini Amerikadan satın alması durumunda kazançlı çıkacağını belirtti
  • Amerika’nın Kuzey Irak’ta PKK’ya direk veya indirek silah sağladiğini iddialarinin arkasinda ordunun elinin oldugunu tespit ettik.

Wikileaks Belgesi: 05ANKARA7215

 AK PARTİ İÇİNDE BÖLÜNME SÖZ KONUSU DEĞİL…

TARİH: 8 Aralık 2005
BELGE NO: 05ANKARA7215
GÖNDEREN MAKAM: ABD Ankara Büyükelçiliği
SINIFLANDIRMA: Confidential
KONU: Türk parlamentosunda iktidardaki Ak Parti içinde bölünme söz konusu değil